Diş macunu bilindiği gibi sadece dişlerimizi temizlemez. Kararan metal takılarınızı bir bezle diş macunuyla ovarak temizleyebilirsiniz. Değerli taşlarınıza asla uygulamayınız.
Halınızdaki lekeleri yine diş macunuyla temizleyebilirsiniz. Yalnız önce küçük bir parçada deneme yaparak, halının rengini açmayacağından emin olun.
Su lekesi oluşmuş mobilyalarınızı nemli bir bezle sildiğiniz zaman lekelerin yok olduğunu göreceksiniz.
Tırnaklarınızda oluşan sarı lekelerden diş macunu yardımıyla kurtulabilirsiniz.
Hayatın ta kendisi
Yaşanmışlıklar, yaşanacaklar
Kimbilir ne sevdalar gördün
Ne ayrılıklara hüzünlendin
Çamlıca tepesinde boğazın mavilikleri
İçine çekerken seni
Ne hayaller kurmuştur aşıklar
Seyre dalarken mavi suları
Gecesi ayrı güzel, gündüzü ayrı
Dile gelse de konuşsa kız kulesi
Aşıkların gözdesi
Bir başka tattır Galatada çay keyfi
Otururken dibinde kulenin
Anlamazsın nasıl akşam olmuş
Seyrederken geleni, geçeni
Çeşit çeşit insan, çeşit çeşit dil
Hele de yürümek o güvercin kalabalığında
Tam da Eminönü’nün kucağında
Mutluluğun ta kendisi
Buram buram baharat kokuları
Bıkmadan, usanmadan bağıran esnafı
Bilirsin ki Mısır Çarşısı
Kapalıçarşı mı; yok böyle bir dünya
O dükkan senin, bu dükkan benim
Girmişsin bir kere
Kolay mı çıkmak içinden
Sultanahmet Meydanı desen
Dört bir yandan yükselir ezan sesleri
Dört bir yanı tarih, o tarih ki alır götürür
Yüz yıllar öncesine seni
Balat’ı , Piyer Lotis’i
Nasıl da keyiftir, içerken çayını
Seyretmek Haliç’i
Atlamak mümkün mü
Adına şarkılar yazılan Aşiyan’ı
Gündüzü vızır vızır
Gecesi ışıl ışıl boğazın incilerini.
Yedi tepeli İstanbul’um
Kolay mı vazgeçmek senden
Seni bırakmak demek
Farklı mıdır elveda demekten
Bırakıp, gitmekten sevgiliyi
Sanma bırakabilirim seni
Sanma vazgeçebilirim senden
Sen benim anılarımın şahidi
Sen benim sevgili İstanbul’umsun.
Bekle beni demiştin,
Hoşçakal derken bana,
Biliyorum vedaydı bu gidiş,
Elini sallarken son defa,
Sen yepyeni umutlara kucak açtın,
Bense karanlıklara karıştım,
Bekledim, bekledim, bekledim,
Sen dört mevsimi yaşarken,
Ben hazan mevsimlerimi yaşadım,
Dinlediğim şarkılarda hep seni aradım,
Anladım ki ben senin geçmişin,
Sense benim geleceğim olmuşsun…
Geçmeyecek sandığımız,
Saatleri, dakikaları saydığımız,
Göz yaşlarımızı sakladığımız,
Acılarımızı sığdıracak yer bulamadığımız,
Oysa biraz sabırla,
Her yaraya merhem olan,
Her Acıya kabuk bağlatan,
Ayaklarımızın yerden kesildiği,
Sevinçlerimizin şahidi,
Geçmesin saatler, dakikalar,
Bitmesin bugün dediğimiz,
Biriktirdiğimiz güzel anılarla yad ettiğimiz,
Bazı bazı geçmişe döndüğümüz,
Bir kaç damla göz yaşıyla andığımız,
Yaralarımın ilacı, mutluluklarımın yegane şahidi,
Törpülendiğim, törpülendikçe ben olduğum,
Keşkelerin yerini hayat dersleriyle doldurduğum,
Kötü anıları elimin tersiyle itip,
Torbamdaki güzelliklere yapıştığım,
Beni ben yapan zaman,
Ne olur biraz yavaş aksan.
Bir güvercin kanadında, baksam sana gökyüzünün maviliklerinden
Süzülürken bir aşagı, bir yukarı kaybolsam güzelliklerinde
Selam yollasam tüm aşıklara kız kulesinin üstünde
Hazerfen’e selam desem, caka satsam Galata’dan geçerken
İstiklal’in o muhteşem cümbüşüne ortak olsam yükseklerden
Sultanahmet meydanı çok mu farklı İstiklal senden
Bir oraya, bir buraya; nereye istersem oraya
Özgürce, bağıra çağıra şarkılar söylesem
Bir güvercin kanadında çıkarsam özgürlüğün tadını
Götür beni istediğim yere güvercinim desem
Alsam soluğu hasretini çektiklerimin yanında
Seyretsem doya doya, özlemimi giderene kadar
Çok mu imkansız sizce dökülenler bu satırlara
Hiçte bir kere, sınır var mı hayal kurmakta!!!
BENİ TERKETME
Denizde dalga sesleri
Gökyüzünde yıldız seli
Işıl Işıl gecenin içinde
Yağıyor Üstüme üstüme
Elimde bir kadeh şarap
Aşk şarkıları çalıyor uzaktan
If you go away,if you go away
Dansın tam sırası sarmaş dolaş
Unutmuşuz her şeyi, herkesi
Bir sen, bir ben, bir de şarkımız
Sarmaş, dolaş karışmışız
Ayaklarımızın altında kumlar
If you go away if you go away.
Gün ağarmış, biz bir bütün
Sanki hiç ayrılmayacakmışcasına.
MALZEMELER
Sıvı yağ
Yarım kg. tavuk kuşbaşı (Ben but kullanıyorum)
yarım kg. mantar
2 orta boy soğan
1-2 kaşık soya sosu
SOSU İÇİN
1 su bardağı süt
1 çorba kaşığı tepeleme un
1 paket krema (ben yarısını kullanıyorum)
Tuz, köri
Üzeri için kaşar peyniri rendesi
HAZIRLANIŞI
Genişçe bir tavaya az miktarda sıvı yağ koyun. Tavuk etlerini orta ateşte yumuşayana kadar sürekli çevirerek pişirin. Pişirdiğiniz tavukları ayrı bir kaba alın. Mantarları dilimleyin, soğanları küçük küçük doğrayın. Tavaya tekrar az miktarda sıvı yağ koyun, önce soğanları hafif pembeleştirin ardından mantarları ekleyip harlı ateşte mantarlar suyunu çekene kadar pişirin. Pişen mantarlara ayrı bir kaba aldığınız tavukları ekleyin ve orta ateşte önceden süyün içinde erittiğiniz unu ilave edin. Güzelce karıştırın. Soya sosunu (ben 1 çorba kaşığı kullanıyorum) tuz ve köriyi ekleyin. Yarım paket kremayıda ekledikten sonra iyice harmanlayın ve altını kapatın. Dilerseniz küçük güveç kaplarına, dilerseniz büyü bir fırın kabına yayın. (Sunumu şık olduğu için ben tek kişilik güveç kaplarını kullanıyorum). Üzerine bolca kaşar peyniri rendesi yayın ve önceden ısıtılmış 175 derece fırında peynirler eriyene kadar pişirin. afiyet olsun.
Bak gül mevsimi geldi
Açtı gonca gonca her biri
Beyazı, sarısı, pembesi
Var hepsinin bir manası
Kırmızısı aşkın müjdecisi
Sarısı ayrılık habercisi
Beyaz en masumanesi
Çok mütevaziyim der pembesi
Özlem doludur mercan rengi
Turuncu gül olur mu demeyin
Der ki “başımı döndüren sevgili
Cazibenle aklım başımdan” gitti
İlk görüşte aşık mı oldun
Lavantadır en doğru rengi
Birbirinden güzel hepsi
Mis gibi kokar her biri
Ama bana lavanta getir ey sevgili.
Tabanı için: 2 paket kakaolu negro bisküvi, 120 gr. tereyağı,80 gr. toz badem.
Üzeri İçin:
600 gr. krem beyaz peynir(ülker içim olabilir), 200 gr. toz şeker, 1 tatlı kaşığı tarçın,110 gr. un, 5 yumurta.
Süslemek için:
400 gr. vişne,200 gr. vişne suyu,220 gr. toz şeker,40 gr. nişasta.
HAZIRLANIŞI.
Tabanı:
Bisküviler, toz badem ve tereyağını rondoda kırıntı haline gelene kadar çekin. 22-24 cm.çapında kelepçeli bir kalıbı yağlayın ve malzemeyi güzelce yayın.
Üzeri için:
Krem peynir ve şekeri pürüzsüz bir kıvam haline gelinceye kadar mikserle çırpın. Unu ve vanilyayı ekleyin. Yumurta sarılarını orta ayarda çırparken teker teker ilave edin. Yumurta aklarını ayrı bir yerde kar haline gelinceye kadar çırpın. Peynirli karışıma yavaşça ilave edin.
Bisküvi tabanının üzerine vişnelerin 1/4 ünü yayın ve peynirli karışımı üzerine yayın. Önceden ısıtılmış 130-140 derece alt-üst turbo fırında 60 dakika kadar pişirin. Keki fırından çıkardığınız zaman biraz yumuşak olabilir, endişe etmeyin. Soğuyunca donacaktır.
Sosu İçin:
Kalan vişneleri, şekeri ve vişne suyunu sos kabında pişirin. Soğuk suyla erittiğiniz nişastayı katın, dikkat edin nişasta topaklanmasın. Vişneler piştikten sonra dilerseniz rondodan çekip püre halinde de kullanabilirsiniz.
Cheesecakenizin ılındıktan sonra sosuda ılık olarak üzerine dökün ve en az 4 saat buzdolabında bekletin.
NOT: Cheesecakelerinizi daima düşük ısıda pişirin, bu keklerinizin çatlamasını engelleyecektir. Ben genelde peynirli karışımı hazırlarken önce yumurtaların bütününü şekerle kar gibi oluncaya kadar çırpıp diğer malzemeleri sonra katıyorum, yani biraz tembellik yapıyorum ama profosyonel bir iş çıkarmak isterseniz aslı budur. Aslında çok karmaşık gibi görünsede dünyanın en kolay tatlılarındandır. Sadece biraz fazla bulaşık çıkıyor, hepsi bu:) Afiyet olsun…
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.