Hatıra defterimi ziyaret ettim uzunca bir aradan sonra. Unutulduğu düşüncesiyle sanki kırgınlığını dile getirir gibi, sayfaları birbirine yapışmıştı yer yer! “Çok uğraştırma beni,” dediysem de, çok inatçı çıktı nedense! “Sana zarar vermek istemiyorum! Ellemedim belki uzunca bir süre, ama herbir sayfan çok değerli benim için. Hadi, gücenme artık!” Hangisinden vazgeçebilirim o sayfalara döktüğüm satırların! Neler yok ki o satırlarda! Neler yok ki o sayfa aralarında! Kurutulmuş bir papatya ama unutulmamış… yapraklarıysa hiç yolunmamış! Kimi yer yer solmuş sayfalarda, solan sadece yazılar olmuş. İçimi döktüklerim değil. İçimi acıtanlar değil, onlar dünkü gibi taze; yüzümü güldürenler hiç değil, onlar hala aynı sıcaklılıklarıyla yüzümde tebessüm oturtmaya devam ediyor! Anılarım, duygularım, sevinçlerim, acılarım, yürek sancılarım; hangi birinizi unutayım! Daha dün gibi, çocukluğumun anıları, gençliğimin coşkuları, olgunluğumun doğruları…
