Kategori arşivi: GÜNLÜK YAZILARIM

Eylül Zamanı

Hoşgeldin hazan mevsiminin müjdecisi… oysa daha güneşin tadını çıkaramadık; yaseminlerin, manolyaların kokularını sindiremedik doya doya. Henüz bitiremedik yaz akşamlarının sefalarını; gidişiniz çok erken oldu be gece sefaları! Daha kaç gün oldu şunun şurasında yavru kırlangıçların yuvadan uçuşu! Nasıl göçeceksiniz başka diyarlara; yetecek mi gücünüz minicik kanatlarınızla dağları, tepeleri, denizleri aşmaya? Çok küçüksünüz siz daha! Biraz daha bekleyemez miydin Eylül? Geldiğin yerlerde yapraklar sarıya, kızıla bürünecek şimdi. Bedenleri çıplak, titreyecek ağaçlar başka bahara kadar. Yaz aşklarının sonunu mu merak edersin? Niye ki? Oysa hep aynı son be Eylül! Toprağa düşen damlalara yoldaş olur gözlerden süzülen yaşlar. Yine sabredemedin, yine koşa koşa çıkageldin! Sor bakalım bana, hazır mıyım seni karşılamaya?😉

 

depositphotos_30887287-stock-photo-autumn-woman-in-fashion-dress-2

Akşamın Kızılı

Kızıla çalarken gün, arkama almışım akşamın kızılını. Dayamışım sırtımı biten günün kızılına. En güzel saatlerine! Uzaklardan bir şarki çalıyor kulağıma; uzaklarda gün çalıyor kızıla! Koyu griye bürünmüş bulutlar sadece geçiyor yanından; kolay mı kızılın büyüsünü bozmaya yeltenmek! Aklından bile geçirme; teslim ol o alev topunun güzelliğine! Gecenin karanlığı çökmeden üzerinize, hadi gülümseyin bana, sığdığınız kadar kadrajıma! Günün en kızıl saatleri düşün üzerime! Mecnun et aşıkları; ilham ol, şiirler yazdır şairlere bütün ihtişamınla ufukta! Bilmez misin, sen nelere kadirsin! Bak, bana bile neler yazdırdırdın kaşla göz aradında!

20180811_204223

 

 

Özlem

Özlemek; özlediğine dokunamamak, özlediğini görememek, doya doya sarılamamak, özlediğinin kokusunu duymak her yerde buram buram, gülüşünü, gözlerini aramak…özlemek; hasretiyle tutuşmak! Benim özlemim bitti şükürler olsun! Canım dediğim canımın içine artık doya doya sarılabileceğim… canımın içi artık uzaklarda değil…bitti özlemek; bitti hasret çekmek…

 

Screenshot_20180806-162259_Google.jpg

Göbek Bağı

Çoğumuz için espiri konusudur göbek bağı… oysa bir annenin can verişidir yavrusuna. Bir annenin 9 ay karnında taşıyıp; çektiği sancılarla ilk bağrışlarını duymasıdır bebeğinin. Kimileri köylerde, tarlalarda bulduğu bir taş parçasıyla keserler o göbek bağını. Sonrasında bağrına basar o çirkin buruş buruş bebeğini. Ama anne gözüyle o buruş buruş bebek dünyaya getirdiği en güzel varlıktır. Ya o koku kimselerde yoktur: yavrusunun kokusudur… O sıcaklık kimselerde yoktur; yavrusunun sıcaklığıdır. Dünyadan bi haber o bebek, önce anne kokusuyla tanışır dünyaya açtığı yumuş yumuş gözlerle… yoktur ona eş değer başka koku. Ne anne için, ne onun yavrusu için… birbirlerini buluşların kokusudur; tanışma kokusudur. Sonrasında unutulmaz olan mis kokudur. Göbek bağı deyip geçmeyin; anneyle çocuk arasında ki aşkın köprüsüdür, aşkın bağıdır.

 

PicsArt_06-15-11.00.35

 

 

 

 

Günün Kutlu Olsun Annem

Bugün anneler günü biliyor musun? Belki sensiz geçen ilk anneler günüm, oysa bu ilki değil aslında… senin varlığında yokluğundu zor olan; senin varlığında yanında olamamaktı zor olan… Bu defa daha kolay sana gelmek; seninle konuşmak! Ne tuhaf değil mi? Sana daha rahat içimi dökebiliyorum artık; seni seviyorum diyebiliyorum karşılığında içten bir “ben de” gelmeyeceğini bilerek! Olsun, ben seninle tüm samimiyetimle konuşuyorum ya; sana gönlümce sarılabiliyorum ya! Daha ne isterim! Bana gülümseyerek bakıyorsun; el sallıyorsun arkamdan! Daha ne isterim! Pekçok şeyi istediğim gibi vermedin belki ama bana can verensin… verdiğin canla canlar kattım hayatıma… bunun için sana teşekkür ediyorum… ben seni çok seviyorum… Anneler günün kutlu annem.

images

Geçmişe Yolculuk

Anılarla kucaklaştım bugün; anıların gülen yüzleriyle, sıcak gönülleriyle… O duygu alış-verişini yaşadım…belki hiçbirimizin dış görünüşü aynı değildi artık ama sevgiler bıraktığım gibiydi; hatta özlemi de katarsak araya daha da bir coşkuluydu! Ve anıların içinde hiç buluşmadığım; hiç dokunmadığım sevgileri sığdırmak yüreğime!.. Yaşanası en güzel duygulardan biri… Anılarla kucaklaşmak; gitmek zamanın ötesine… Kelimelerin hızımıza yetişememesi; biriktirdiklerimizi paylaşma arzusunun  sabırsızlıkları… yaptığımız, şimdinin anlamsızlıklarıyla kahkalara boğulmak! Şimdinin yaşattığı acıları, üzüntüleri paylaşmak… Anılarımla buluştum bugün; hala dostum diyebildiğim sevdiklerimle anılarınımızı paylaştık bugün…

 

received_10212907901707054-1

 

ADALETSİZ DÜNYA

Hayat hep mi adaletsiz di; yoksa yaşadığım hayal kırıklıklarının arkasından adaletsizliğini farkedip çok mu çabuk unutuyorum herşeyi? Dilde “asla yapmaz diye birşey yoktur,” dediğim; ama “sende mi ya, sende mi? Nasıl olur” dedirten insanları değil, arkadaş dediğim insanları gördükçe hayal kırıklıklarım bitmiyor ve galiba hiç bitmeyecek! İnsanları tanımak ne zormuş! Ben hiçbir zaman başaramayacağım, biliyorum… Ama eskisi kadar yıpratmıyor; üzmüyor sanırım beni artık! Çok mu hayal kırıklığı yaşadım acaba da, yaşadıklarım bu anlamda beni törpüledi de törpüledi! Kocaman bir EVET! Ve buna izin veren kim mi? Tabii ki kendimden başkası değil! Varsın sonu hayal kırıklığı olsun, ben yine de insanları sevmeye devam edeceğim…

 

images (5)

Çok Özledim Seni

Duvarlarım var benim… Üstünde demir parmaklıklar! Kimse girmesin; kimse incitmesin beni… Korkak mı korkak; ürkek mi ürkek ruhum! Suskun, dilsiz yüreğim; duymak istemez kulaklarım! Gidin biraz öteye; benden uzağa… Ağır gelir herbir söz şu kırık yüreğime… İncinmesin yeter artık; gülmek ister bundan böyle! Duymak istediğim çok şey değil; birkaç güzel söz… Gecenin siyahından uzak; mor, lacivert gecelerin romantizminden vazgeçtim; gündüzün ışıklarına aç benim ruhum… Kim bilir belki bir el beklediğim! Duvarların arkasından çıkaracak beni; ama incitmeyecek; pamuklara saracak bir el! Tıpkı bir anne eli gibi! Ben seni çok özledim annem, çok…

images(2)

HADİ

Hadi bugün güzel bir gün olsun… Dışarıda güneş içimizi ısıtırken; bizde ruhlarımızı güneşin altın sarısı rengiyle aydınlatalım. Bir dost, bir can; kim varsa birlikte olmak istediğimiz, alalım gidelim deniz kıyısına kahve, çay bahane olsun; iki lafın belini kıralım, kıkır gülelim… Etraf mı! Aldırış etmeden; içimizden geldiği gibi! Arada bir kıyıda kümeler halinde bekleyen balıklara simit atalım; onların, o telaşlı simitleri kapışmalarını yüzümüzde kocaman bir tebessümle seyredelim… Ya martılar; unutmak olur mu onları! Kısmetlerinde ne varsa onlarıda toplayalım. Denizin içine doğru ilerleyen bir iskelede, iştimaya çıkmış gibi sıra sıra dizilen karabatakları fotoğraflayalım. Aaaa, tabiki sohbeti kesmeden. Doğa dostları eşlik etsin bize; birikmişlikleri bitirmeden olmaz… Kıkır kıkır kıkırdayalım; hadi bugün mutlu bir gün olsun.

images(7)

Yüreğim sende kaldı

  • Gece düşer şehre; ağırlık çöker yüreğe… Sessizlik sarar her yanı… Ayazdan buğulanmış camlardan içeri süzülür boş sokakların loş ışıkları. Dalgın bakışlar altında kelimeler birbirini kovalar aklımda. Aslında birbirini kovalayan cevapsız sorular. Nedenler, niçinler! Arada hayal mayal, silik bir silüet geçer durur önümden. Flu görüntü asla netleşmez. TV’de hüzünlü bir aşk filmi. Arada bir kapılıp gitsem de; üç, en fazla beş dakika… sonra yine yalnızlığımla baş başa ben. Oysa ben değil miyim, “dönüp bakmak yok geriye,” diyen. Evet ya, tam kendisi! Bu ne yaman çelişki dediklerini duyar gibiyim; gibiyim de çelişki değilki bu! Ben zaten geçmişten geleceğe hiç geçmedim ki! Zaman orda durdu, hayat ondan sonra hep es  geçti beni.

 

  • images (4)(1)