Güneşe çıktım senin için,
Alevine aldırmadan.
Yanmayı göze aldım senin için,
Sonunu düşünmeden.
Var mı daha ötesi, söyle…
Söyle, yapayım ne istersen.
Zaten yanmışım gittiğin gün.
Kategori arşivi: ŞİİRLERİM
Delicesine Sevmek
Sevmek, delicesine sevmek,
Sevilmek, delicesine sevilmek,
Bir yüreğe iki yürek sığdırmak,
Bir yüreğe sığdırmak ne varsa,
Sevinçleri,hüzünleri, anıları.
Bir çift gözle görmek, güzellikleri,
Bazen mavilerle bakmak,
Bazen ela gözlerle görmek,
Yeter ki tek bir çift olsun.
Dinlerken en güzel aşk şarkılarını,
Yaşamalı en deli heyecanı,
Alev alev tek vücut yanmalı.
Sevmek, sevilmek delicesine,
Oldu mu böylesi olmalı.
Hiç Ummadığım Bir Anda
Hiç ummadığım bir anda
Kapım çalındı,
Seni buldum karşımda
Öylece bakakaldım, şaşkınca
Buyur ettim
En güzel köşesine,
En sıcak yerine oturttum.
Oturtum ki bir daha gitme
Kal hep orda diye…
Düşünceler İçinde
Deniz kıyısında bir kız
Seyre dalmış ufku dalgın mı dalgın
Ne insanın içini ısıtan güneş
Ne suda oynaşan güneşin ışıltıları
Değil hiç birinin farkında dalgın mı dalgın
Ne martıların çığlıkları
Ne suya dalıp çıkan karabataklar
Değil hiçbirinin farkında dalgın mı dalgın
Ne boğaz turu yapan teknelerden yükselen coşku
Ne denizde salınan balıkçı tekneleri
Değil hiç birinin farkında dalgın mı dalgın
Ne az ötede parkta oynayan çocuk sesleri
Ne yoldan geçen arabaların susmayan kornaları
Değil hiç birinin farkında dalgın mı dalgın
Ne ben buradayım diyen kız kulesi
Ne boğazın incisi
Değil hiç birinin farkında dalgın mı dalgın
Sanırsın denizin mavisiydi onu içine alan
Oysa bir çift mavi gözdü ruhunu saran
Çocuk
Çocuklar ölüyor bir bir
Halbuki daha çok
Oynayacak oyunları var
Daha çocuk onlar
Hayalleri var
Daha büyüyecekler
Sevecekler, sevilecekler
Daha çocuk onlar
Kimi doktor olacak
Kimi öğretmen
Hayalleri var
Hiç bir zaman
Gerçekleşmeyecek
Çocuklar, silahların gölgesinde
Çocuklar, pazarlık masasında
İnsanlar var
Ne insanlıkları kalmış
Ne vicdanları
Hayalleri çalınmış
Ölüyor çocuklar bir bir.
Araftayım
Neden, neden her mutluluk
Bir gün mazide kalır,
Neden her mutluluk bir araf?
Ne mutluluktur rotan,
Ne mutsuz olmaktır arzun.
Peki ama neden?
Neden hep böyle biter
Arkada dökülen inci taneleri,
Tarumar kalp kırıklıkları
Hep sonbahar, hep sonbahar…
Hiç mi gelmez ilkbahar,
Bir ömür böyle mi geçer
Hayat devam etse de
Yürek hep arafta mı kalır?
Belki Bir Gün
Belki bir gün,
Yolun düşerse bu şehre
Aklında ben olayım
Yine benimle yürü,
Beraber yürüdüğümüz yolları,
Yine benimle dolaş o sahilleri
Elim elinde olsun
Sıcaklığını hissedeyim
Ben elimi beline dolayayım
Yine sessizliğe gömülmüş
Konuşmadan konuşarak
Yarışalım zamana karşı
Sayarcasına dakikaları
Gün kızıla çalınca
Gelince ayrılık vakti
Ben sana el sallayayım
Sen arkamdan bana bak
Çok zor değil mi?
Biliyorum hiç olmayacak.
İstanbul’um
Hayatın ta kendisi
Yaşanmışlıklar, yaşanacaklar
Kimbilir ne sevdalar gördün
Ne ayrılıklara hüzünlendin
Çamlıca tepesinde boğazın mavilikleri
İçine çekerken seni
Ne hayaller kurmuştur aşıklar
Seyre dalarken mavi suları
Gecesi ayrı güzel, gündüzü ayrı
Dile gelse de konuşsa kız kulesi
Aşıkların gözdesi
Bir başka tattır Galatada çay keyfi
Otururken dibinde kulenin
Anlamazsın nasıl akşam olmuş
Seyrederken geleni, geçeni
Çeşit çeşit insan, çeşit çeşit dil
Hele de yürümek o güvercin kalabalığında
Tam da Eminönü’nün kucağında
Mutluluğun ta kendisi
Buram buram baharat kokuları
Bıkmadan, usanmadan bağıran esnafı
Bilirsin ki Mısır Çarşısı
Kapalıçarşı mı; yok böyle bir dünya
O dükkan senin, bu dükkan benim
Girmişsin bir kere
Kolay mı çıkmak içinden
Sultanahmet Meydanı desen
Dört bir yandan yükselir ezan sesleri
Dört bir yanı tarih, o tarih ki alır götürür
Yüz yıllar öncesine seni
Balat’ı , Piyer Lotis’i
Nasıl da keyiftir, içerken çayını
Seyretmek Haliç’i
Atlamak mümkün mü
Adına şarkılar yazılan Aşiyan’ı
Gündüzü vızır vızır
Gecesi ışıl ışıl boğazın incilerini.
Yedi tepeli İstanbul’um
Kolay mı vazgeçmek senden
Seni bırakmak demek
Farklı mıdır elveda demekten
Bırakıp, gitmekten sevgiliyi
Sanma bırakabilirim seni
Sanma vazgeçebilirim senden
Sen benim anılarımın şahidi
Sen benim sevgili İstanbul’umsun.
Güle Güle Aşkım
Bekle beni demiştin,
Hoşçakal derken bana,
Biliyorum vedaydı bu gidiş,
Elini sallarken son defa,
Sen yepyeni umutlara kucak açtın,
Bense karanlıklara karıştım,
Bekledim, bekledim, bekledim,
Sen dört mevsimi yaşarken,
Ben hazan mevsimlerimi yaşadım,
Dinlediğim şarkılarda hep seni aradım,
Anladım ki ben senin geçmişin,
Sense benim geleceğim olmuşsun…
Zaman
Geçmeyecek sandığımız,
Saatleri, dakikaları saydığımız,
Göz yaşlarımızı sakladığımız,
Acılarımızı sığdıracak yer bulamadığımız,
Oysa biraz sabırla,
Her yaraya merhem olan,
Her Acıya kabuk bağlatan,
Ayaklarımızın yerden kesildiği,
Sevinçlerimizin şahidi,
Geçmesin saatler, dakikalar,
Bitmesin bugün dediğimiz,
Biriktirdiğimiz güzel anılarla yad ettiğimiz,
Bazı bazı geçmişe döndüğümüz,
Bir kaç damla göz yaşıyla andığımız,
Yaralarımın ilacı, mutluluklarımın yegane şahidi,
Törpülendiğim, törpülendikçe ben olduğum,
Keşkelerin yerini hayat dersleriyle doldurduğum,
Kötü anıları elimin tersiyle itip,
Torbamdaki güzelliklere yapıştığım,
Beni ben yapan zaman,
Ne olur biraz yavaş aksan.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.